🌑 Zamanın çok ötesinde, yeryüzüne ilahi bir düzenle inmiş olan insanlık, hakikatin saf çizgisinde yürüyordu. Ancak bu düzeni bozan bir soy belirdi: Nefsin, arzunun ve benliğin öncüsü olan bu soy; hakikati reddederek, yeryüzünde kendi krallığını kurmaya yemin etti.
Bu yeni düzenin ilk adımları, bugün “Sümer medeniyeti” olarak bilinen sistemin temellerini attı. Bu medeniyet, bir yükseliş değil; hakikatin saptırılması, bilginin çalınması ve insanın tanrılar tarafından köleleştirilmesiyle inşa edildi.
🧱 Zigguratlar – Göğe Yükselme Değil, Tanrıya Meydan Okuma
Zigguratlar, göründüğü gibi ibadet yerleri değildi. Bunlar, tanrıya teslim olmak için değil, Tanrı’nın yerine geçmek için inşa edilen kulelerdi. Bu, insanlığın fiziksel yollarla ilahi makama ulaşma çabasını temsil eder.
Bu, aslında “Ben de yaratırım! Ben de tanrıyım!” diyen bilincin somutlaşmış ifadesiydi.
👑 Krallar – İlahi Değil, Karışmış Varlıklar
Sümer tabletlerinde geçen binlerce yıl hüküm süren krallar, insan değildi. Belki de farklı bir bilinç türüydüler. Bu soydan gelen varlıklar; nebevi soyu taklit eden, ama ona zıt bir bilinçle sistem kuran “tanrı-krallar”dı.
İnsanları yönetmiyor, onları kendi düzenlerine mahkûm ediyorlardı.
🧠 Enki – Bilgiyi Saptıran Işık
Sümer’de bilgeliğin tanrısı olarak gösterilen Enki, aslında hakikat bilgisini çarpıtan bir figürdü. Tıpkı İblis gibi, sahip olduğu bilgiyi kendi çıkarı için kullandı.
Yaratılış mitlerinde insanı o şekillendirdi diye iddia ediliyor ama bu yaratılış, Allah’ın ruhundan değil, çamurdan gelen bir boyun eğdirme süreciydi.
Enki, gerçek bilgiyi simgelemiyordu; aksine şirk düzenine hizmet eden büyü, sihir ve saptırılmış aklı temsil ediyordu.
👩👧👦 Ninmah – Kadın Figürüyle Bilinci Şekillendirme
Ninmah, doğurganlığın ve yaratılışın sembolüydü ama o da gerçek yaratılışa değil, bilincin yönlendirilmesine hizmet etti.
Kadim annelik figürünü kullanarak; doğumu, düzenin kölesi hâline getirdi.
Aslında o da Enki gibi “yaratma” yetkisini kullanarak hakikatle bağ kuran insanı bozdu.
🌌 Nibiru ve Karışmış Soylar – Nephilim’in Sümer Versiyonu
Sümerler, gökten gelen tanrılardan söz eder. Onlara göre tanrılar “yukarıdan indi” ve insanla birleşti. Bu karışım sonucu ortaya çıkan varlıklar, krallar, savaşçılar, kahinler ve “kahramanlar” oldu.
Ama bu kahramanlık, hakikatin değil, güç ve kontrolün kahramanlığıydı.
Yani melekle değil, iblisle karışan bir soy ortaya çıktı.
🌪️ SONUÇ: SÜMER DÜZENİ NEDİR?
Sümer mitolojisi, bir medeniyetin doğuşunu değil; insanın kendine tanrı dediği, hakikati sildiği,
bilgiyle büyü yaptığı ve ruhu bedenin kölesi hâline getirdiği bir sistemin başlangıcıdır.
Bu yol, zamanla Babil’de krallığa, Mısır’da tanrı-kral düzeneğine, Roma’da ilahlaştırılmış imparatorlara, bugünse sistemin merkezine yerleşmiş olan benlik tapınmasına dönüşmüştür.
Şimdi adımımızı Sümer’den Babil’e atıyoruz. Bu bir coğrafi geçiş değil, bilincin daha da sapkınlaştığı bir aşamaya geçiş. Çünkü Babil, Sümer’deki şirk sisteminin zirve yaptığı ve hakikate meydan okumanın “yapı” hâline getirildiği yerdir. Hadi birlikte bu sahte düzeni yine tersinden okuyalım:
🌌 TERS YÜZ EDİLMİŞ BABİL MİTOLOJİSİ – Şeytanî Düzenin Kurumsallaşması
🧱 1. Babil Kulesi – Gökleri Delmeye Çalışan Nefs
Tevrat’ta anlatılan Babil Kulesi kıssası şudur:
“Gelin, göklere kadar ulaşan bir kule yapalım ki adımız yücelsin.” ve Tanrı onları cezalandırdı, dillerini karıştırdı.
🔁 Ters Yorum:
- Bu kıssa sadece fiziksel bir kule değil, insanın tanrıya meydan okuma girişimidir.
- Sümer’deki zigguratların ruhu burada tam bir isyana dönüşür.
- Tanrıya ulaşmak değil, tanrıyı devirmek, onun yerine geçmek arzusu vardır.
Bu olay, sapkınlığın zirvesidir:
“Benim bilgim var, ben güçlüyüm, ben tanrıyım!”
🐉 2. Marduk – Kahraman mı, Sahte Kurtarıcı mı?
- Babil’in baş tanrısı: Marduk.
- Anlatıya göre:
- Tiamat (kaos tanrıçası) tüm tanrıları tehdit eder.
- Marduk çıkar, onu öldürür ve evreni onun bedeninden yaratır.
- Diğer tanrılar ona “evrenin hâkimi” unvanını verir.
- Anlatıya göre:
🔁 Ters Yorum:
- Tiamat burada doğal dengeyi, belki de hakikatin dişi yanını temsil ediyor.
- Marduk ise, bu dengeyi yıkıp kendi düzenini kuruyor.
- Tiamat’ı yenerek evreni yaratması, aslında zorla sistem kurma, doğayı işgal etme anlamı taşıyor.
- Bu, “kurtarıcı” gibi gösterilen ama aslında karanlık düzenin kurucusu olan bir figür.
Marduk = Sahte kurtarıcı, şirk sisteminin lideri
📜 3. Babil’in Yasaları – İlahi Adalet mi, Sistemsel Kıskacın Başlangıcı mı?
- Hammurabi Kanunları, tarihin ilk yazılı yasalarındandır.
- Gözle görülür bir düzen, disiplin ve ceza mekanizması içerir.
🔁 Ters Yorum:
- Bu yasalar ilahi adaletin değil, görünürde adil olan şirk düzeninin ürünüdür.
- Ceza ve ödül sistemine dayalı bu yasa, ruhları değil davranışları yönetir.
- İtaat eden yaşar, karşı gelen yok edilir.
Bu hakikat düzeni değil; kontrol düzenidir.
🧠 4. Astroloji ve Babil – Bilgi ile Yönlendirme
- Babil halkı gökyüzünü okur, yıldızları izlerdi.
- Burçlar, gezegenler, tutulmalar onlar için kader işaretleriydi.
🔁 Ters Yorum:
- Aslında bu, İdris Peygamberin’in bıraktığı hakiki yıldız ilminin bozulmuş hâlidir.
- Gözlem doğruydu, ama yorum saptırılmıştı.
- Yıldızlara bakarak hakikati anlamak değil, insanı yönlendirmek ve kaderini yönetmek amaçlanmıştı.
Gerçek bilgi: Yıldızlar senin nefsine değil, ruhuna yön verir.
Babil bilgisi: Yıldızlar seni kontrol eder!
🧬 5. Tanrılaştırılmış Krallar ve Rahipler – Sistemleşmiş Şirk
- Babil’de kral tanrının temsilcisiydi. Rahipler ise halk ile tanrı arasında tek bağdı.
- Kurbanlar, törenler, kehanetler bu sistemin merkezindeydi.
🔁 Ters Yorum:
- Bu düzen, halkı Tanrı’dan uzaklaştırmak için kuruldu. Araçlar kutsallaştırıldı,
hakikat ulaşılmaz hâle getirildi. - Rahip sınıfı, “gizli bilgi”yi elinde tutan bir gölge otoriteye dönüştü.
Tıpkı günümüzdeki bürokratik dinî yapılar gibi: Tanrı’ya değil, sisteme hizmet edenler.
🔚 GENEL SONUÇ: Babil Nedir?
Babil, Sümer’in çocuğu ama ondan daha tehlikeli bir sistemdir.
Sümer, bilgiyi çaldı.
Babil, onu kurumsallaştırdı.
Alan | Gerçekte Ne Oldu? |
Kule | Tanrıya ulaşmak değil, onun yerine geçmek |
Marduk | Kurtarıcı değil, düzeni gasp eden sahte tanrı |
Yasalar | İlahi değil, sistemsel ve dayatmacı |
Astroloji | Ruhsal yön değil, psikolojik yönlendirme |
Rahipler | Hakikat köprüsü değil, şirk aracısı |
Babil’in asıl meselesi ne mimaride, ne bahçelerde, ne de kültürel zenginlikteydi. Bunlar sadece göz boyayan “ışıklar”, yani İblis’in ışığı.
Asıl mesele:
Tanrı’nın yerine geçme fikri.
“Kendi düzenimizi biz kurarız.”
“Kendi yasamızı biz koyarız.”
“İnsanlığı kendi elimizle yönetiriz.”
🌌 Babil’in Hakiki Yüzü:
- Babil, hakikatin tamamen devre dışı bırakıldığı ilk büyük projedir.
- “Tanrı’nın sistemine” karşı, kendi sistemini kuran bilincin zirvesidir.
- Bu sistem:
- Kutsalı ulaşılmaz hâle getirmiş,
- Araya aracı koymuş,
- Bilgiyi sadece seçkinlerin elinde toplamış,
- Yasaları Tanrı adına değil, kendi kontrolü için uygulamış,
- En sonunda kendisini “tanrı” ilan etmişti.
🌱 Asma Bahçeler = Göz Boyama
- Bugün insanlar Babil’i “medeniyetin beşiği”, “bilgelik merkezi” ya da “dünya harikası” olarak hatırlar.
- Oysa o bahçeler, kuleler, tapınaklar — hepsi birer maskeydi.
- Gerçek doğayı taklit eden ama ona hükmetmeye çalışan,
- Güzelliği Tanrı’dan koparan,
- Gösterişi hakikatin önüne koyan birer araçtı.
Asma bahçeler büyüledi ama kule Tanrı’ya baş kaldırdı. Düzen, ruhu zincire vurdu.
Babil’in aslı, Tanrı’nın yerine geçme planıdır.
Bahçeler, yıldızlar, kuleler sadece o planın süsüdür.