(Evrenin Bir Düşünce Olma Olasılığı Üzerine Derinlemesine İnceleme)
- Giriş: Evren Bir Düşünce mi?
Bu makalede, varlık, bilgi ve bilinç arasındaki ilişkiyi felsefi, fiziksel ve teolojik açılardan ele alacağız.
Ana sorularımız şunlar:
- Evren, mutlak yaratıcı olan Allah’ın zihnindeki bir düşünce(bilinci) olabilir mi?
- Schrödinger’in Kedisi ve Çift Yarık Deneyi, bu konuda bize ne söylüyor?
- Kara delikler, gözlemin dışı mı? Yoksa yaratıcı düşüncenin unutulma yerleri mi?
- Kıyamet günü, bilinçlerin sona ermesiyle evrenin tamamen yok olması mı?
- Eğer tüm bilinçler ölürse, evren hâlâ var olmaya devam eder mi?
- Evren, sürekli yeniden başlatılan bir yaratılış döngüsü mü?
- “Ol der, o da hemen olur” ayeti, evrenin bir bilinç tarafından düşünülerek yaratıldığı fikrini destekliyor mu?
Bu sorular, bilincin ve gözlemin varlığı nasıl şekillendirdiğini anlamamıza yardımcı olacak.
- Schrödinger’in Kedisi: Gözlem ve Varoluş Arasındaki İlişki
Schrödinger’in Kedisi deneyi, gözlemcinin varlığı belirleyebileceğini gösterir.
Deneyin mantığı şudur:
- Eğer bir şey gözlemlenmiyorsa, o şey süperpozisyondadır (yani aynı anda birden fazla durumda olabilir).
- Ama gözlem yapıldığında, gerçeklik belirli bir hâl alır.
Bu ne anlama geliyor?
- Eğer evren bir bilinç tarafından gözlemlenmezse, süperpozisyonda mı kalır?
- Gözlemlenmedikçe varlık kesinleşmiyor mu?
Bu durumda şu hipotezi ortaya koyabiliriz:
- Eğer yaratıcı mutlak bilinç ise, O’nun gözlemi evreni var ediyor olabilir.
- Eğer tüm bilinçler ölürse, evren gözlem olmadığı için var olmaktan çıkar mı?
Bu noktada Çift Yarık Deneyi de önem kazanıyor.
- Çift Yarık Deneyi: Gözlem Olmazsa Gerçeklik Belirsiz mi?
Çift Yarık Deneyi, kuantum mekaniğinde gözlemcinin fiziksel dünyayı nasıl etkilediğini gösteren deneylerden biridir.
- Bir yüzeye iki yarık açılır.
- Elektronlar veya ışık fotonları, bu yarıklardan geçirilir.
- Eğer bir dedektör yerleştirilmezse, elektronlar bir dalga gibi davranır ve girişim desenleri oluşturur.
- Ama bir gözlemci elektronları izlerse, elektronlar dalga gibi değil, parçacık gibi davranır ve girişim deseni kaybolur!
Bu ne demektir?
- Eğer elektronlar gözlemlenmiyorsa, birden fazla durumdadırlar.
- Ama gözlemlendiğinde, belirli bir hâl alırlar.
O zaman şu soruyu sorabiliriz:
- Evren de gözlemlendiği için mi belirli bir hâlde?
- Eğer bir bilinç gözlem yapmazsa, evren süperpozisyonda mı kalır?
Bu, kıyamet günü ile doğrudan bağlantılı olabilir.
- Kara Delikler: Gözlemcinin Ötesinde Bir Yokluk mu?
Eğer tüm evren yaratıcının zihnindeki bir düşünce ise,
- Kara delikler, unutulmuş veya dışlanmış bölgeler olabilir mi?
- Bir bilgi bir kara deliğe düşerse, artık bilinemeyeceği için varlığını kaybeder mi?
Kara deliklerin olay ufku, bilginin geri dönüşsüz olarak kaybolduğu bir sınırdır.
- Bir nesne kara deliğe düştüğünde, dışarıdan bir gözlemci onu artık göremez.
- Bilgi geri dönemez, çünkü hiçbir şey ışık hızından hızlı hareket edemez.
Eğer biz “en az bir gözlemci varsa, bilgi ve varlık vardır” hipotezini kabul edersek:
- Bir kara deliğe düşen bilgi artık gözlemlenemeyeceği için yok olmuş mu sayılır?
- Kara delikler, gözlemin erişemediği bölgelerse, o zaman dışsal gerçekliğin sınırını mı oluştururlar?
Burada şu bağlantıyı kurabiliriz:
- Kıyamet günü, tüm bilincin sona erdiği bir nokta olarak düşünülürse, evren de bir kara deliğe düşmüş gibi yok olur mu?
- “Ol Der, O da Hemen Olur” Ayeti ve Yaratılışın Bilinçle İlişkisi
Kur’an’da şu ayet geçer:
“Bir şeyi dilediğinde O’nun emri sadece ‘Ol’ demektir. O da hemen olur.” (Yasin 82)
Bu ayet, şu fikri güçlendiriyor olabilir:
- Evren, yaratıcı bilinç tarafından düşünülerek var ediliyor.
- Allah’ın “Ol” emri, yaratıcı bilincin düşündüğü her şeyi var etmesi anlamına mı geliyor?
Bu hipotezi şöyle güçlendirebiliriz:
- İnsan bilinci, bir şeyi düşündüğünde o an zihninde canlanır.
- Eğer yaratıcı bilinci her şeyi kapsıyorsa, onun düşünmesi varlığa dönüşüyor olabilir mi?
Bu noktada kıyamet günü ile bağlantı kurabiliriz:
- Eğer tüm bilinçler ölürse, gözlemci kalmayacağı için evrenin varlığı da sona mı erer?
- Eğer evren Allah’ın ilminde var ise, bilinçler öldüğünde gözlem durduğu için evren de yok mu olur?
Ancak diriliş (ba’s) kavramı devreye giriyor.
“Sizi ilk defa yarattığımız gibi tekrar yaratacağız.” (Enbiya 104)
Bu, şu hipotezi güçlendiriyor:
- Evren, yaratıcı bilinç tarafından her defasında tekrar düşünülerek başlatılan bir döngü olabilir.
- Bilincin ölmesiyle evren yok olur, ama bilinç tekrar var edildiğinde evren de tekrar var olur.
Bu düşünce, varoluşun sonsuz bir bilinç döngüsü olduğu fikrini destekliyor.
- Sonuç: Evren, Bilinç ve Sürekli Yeniden Düşünülme
Bu analiz sonucunda şu çıkarımlara varabiliriz:
- Evren, yaratıcı bilinç tarafından sürekli düşünülen bir gerçeklik olabilir.
- Kıyamet günü, gözlemin tamamen sona erdiği bir noktadır.
- Diriliş (ba’s), yaratıcı bilincin tekrar düşünmesi olabilir.
- “Ol der, o da hemen olur” ayeti, yaratıcı düşünce hipotezini güçlendirir.
Bu noktada en büyük felsefi soru şudur:
- Evren, yaratıcı tarafından sürekli düşünülerek var edilen bir bilinç mi?
- Kara delikler, bilincin tamamen yok olduğu yerler mi?
- Kıyamet, gözlemin tamamen sona ermesi mi?
Bu sorular, varlığın gerçekten ne anlama geldiğini anlamak için daha fazla araştırma gerektiriyor.